Sadece ürünü değil, kullanıcıyı da çözümleriz. Kimin, neden, hangi cihazdan, hangi ruh haliyle ziyaret yaptığını anlamadan başlamayız. İlk adım: içgörü.
Kampanyayı sadece kurmayız, stratejiyle inşa ederiz. Bütçeyi bölüştürür, kanalları seçer, mesajı optimize ederiz. Her kampanya kendi matematiğini hak eder.
Performans bizim için sadece başlatmak değil, yönlendirmektir. Veriyi okur, A/B test eder, dönüşüm yollarını kesintisiz izleriz. Gerekirse anında yön değiştiririz.
Ne çalıştıysa geliştiririz, ne çalışmadıysa revize ederiz. KPI’larla değil, etkiyle ölçeriz. Çünkü dönüşüm bir sonuç değil, sürekli gelişen bir süreçtir.
Bugün herkes reklam verebiliyor. Bütçeler harcanıyor, görseller üretiliyor, raporlar sunuluyor… Ama reklamı çalıştırmakla, dönüşüm yaratmak aynı şey değil.
Biz performans pazarlamayı yalnızca platform yönetimi olarak görmeyiz. Kampanyayı anlamla kurar, kullanıcıyı içgörüyle hedefleriz. Her tıklamayı veriyle okur, stratejiyle yorumlarız. Çünkü bize göre dönüşüm bir oran değil, davranış değişimidir. Ve bu değişimi rastlantıya bırakmayız.